SAYFA 160
DEĞERLENDİRME
1. Aşağıdaki cümleleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
Millî Edebiyat Dönemi öğretici metinlerinde kullanılan dil sade bir Türkçedir.
Millî Edebiyat Dönemi öğretici metinlerinde halkın yaşam tarzına ve tarihî değerlere önem verilmiştir.
2. Aşağıdakilerden hangisi Millî Edebiyat Döneminin özelliklerindendeğildir?
A. Dilde sadeleşmenin etkisinin görülmesi
B. Halkın bazı değerlerinin konu alınması
C. Makale, fıkra, sohbet türünde eserler verilmesi
D. Eserlerde genellikle halkı bilgilendirmek amacının güdülmesi
E. “Sanat sanat içindir.” görüşüyle eserler yazılması
CEVAP: E
3. Aşağıdakilerden hangisi Millî Edebiyat Dönemi öğretici metinlerinden değildir?
A. Yeni Lisan Makalesi
B. Memleket Hikâyeleri
C. Bize Göre
D. Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak
E. Ramazan Sohbetleri
CEVAP: B (Memleket Hikayeleri adlı eser hikaye türündedir. Hikaye, olaya dayalı edebi metinler içinde yer alır.)
4. Aşağıdaki cümlelerin başına yargı doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
(Y ) Millî Edebiyat Dönemi öğretici metinlerinde estetik kaygı ağır basar.
(D ) Millî Edebiyat Dönemi eserleri Türkçülük düşüncesinin etkisi altında yazılmıştır.
(Y ) Millî Edebiyat Dönemi öğretici metinlerinde bireysel temalar işlenmiştir.
Yazının devamı için tıklayınız.

11. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları (Biryay-2013) Milli Edebiyat Döneminde Öğretici Metinler -Sayfa 156

156
1. Okuduğunuz metinde anlam bütünlüğü olan birlikleri belirleyip bu birliklerin iletilerini tahtaya yazınız. Metnin iletisiyle bu birliklerin arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

2. Metnin ana fikrini bulunuz.

Gerçekle ilgisi olmayan olay ve hikâyelere inanmamalıyız.

3. Metnin ana fikriyle dönemin sosyal hayatı ve gerçekliğini tartışınız. Sonuçları defterinize sıralayınız.
Çocuklar, anne ve ninelerinin anlattığı mantık dışı, hayali, ürkütücü hikayelerle büyümüştür. O dönemde çoğu insan bilim ve eğitmden uzaktır. O dönemde batıl inanışları olan insanlar vardır.
4. a. Metnin ana fikrinden yola çıkarak o dönemde halkın yaşam tarzından gelen değerlere veri­len önemi açıklayınız.
Halkın yaşam tarzından gelen değerler içinde ibadetler, oruç, Karagöz, orta oyunundan bahsedilmiş. Dini duyarlılığımızın olduğu ancak birçok hususta batıl inanışlardan, ürkütücü hikayelerden etkilendiğimiz dile getirilmiş.
b. Ahmet Rasim’in geniş halk kitlesine karşı nasıl bir tavır sergilediğini belirtiniz.
Yazar, batıl inanışların yanlış olduğundan bahsetmiş.
5. a. Metindeki cümleleri kesinlik ve açıklık yönünden değerlendiriniz.
Cümleler; açık, anlaşılır ve kesindir.
b. Metindeki kelimelerin çoğu anlaşılır mı? Bunun nedeni, o dönemdeki dili sadeleştirme hare­keti midir? Açıklayınız.
Kelimelerin çoğu anlaşılır ve sadedir. Bunda o dönemdeki dili sadeleştirme hareketinin etkili olmakla birlikte asıl Ahmet Rasim’in sanat anlayışının, sade dille yazma isteğinin etkisi vardır. A. Rasim, Servet-i Fünun anlayışını benimsememiş, Ahmet Mithat geleneğini sürdürmüş, eserlerinde sade bir dil kullanmıştır.
Metinde yazarın kullandığı terim, kavram ve gündelik hayatla ilgili kelime ve deyimleri aşağıya yazınız.
Terim   :  Masal, bilmece, selamlık
Kavram : Eğitim, sosyal terbiye…
Gündelik hayatla ilgili kelime ve deyimler:   Kulak vermek, geceleyin, kendini tutamamış..
Okuduğunuz metni aşağıda belirtilen özellikler açısından inceleyiniz. İlgili kutucuğu ya da kutucukları işaretleyiniz.
Metnin özelliklerinden yararlanarak türünü belirtiniz.
Metin, okuyucuyla konuşur tarzda yazıldığından söyleşi (sohbet) türündedir.
Okuduğunuz metinden ve hakkında edindiğiniz bilgilerden yararlanarak Ahmet Ra­sim’in fikrî ve edebî yönüyle ilgili çıkarımlarınızı yazınız.
6. Okuduğunuz eserle Ahmet Rasim arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Ahmet Rasim, bu eserinde batıl inanışları mizahi bir tarzda ele almıştır.
Yazının devamı için tıklayınız.
Marmarada Yetişen Tarım Ürünleri
Buğday: Trakya’da Ergene Bölümü’nde yoğun olarak yetiştirilir. Bölge, üretimde İç Anadolu’dan sonar 2. sırada yer alır.
Ayçiçeği : Tohumlarından yağ elde etmek için yetiştirilir. Türkiye  üretiminin % 80 ini bu bölge karşılar. Ergene ve Güney Marmara Bölümleri’nde ekimi yoğunlaşır.
ekerpancarı : Trakya, Güney Marmara ve Adapazarı ovalarında ekim yapılır.
Tütün : Bölge, Türkiye üretiminde 3. sırayı alır. Bursa, Balıkesir, Adapazarı’nda ekimi yoğunlaşır.
Mısır : Bölge, üretimde Karadeniz’den sonra 2. sırayı alır. Adapazarı ve Bursa önemli  ekim alanlarıdır.
Pirinç : Meriç ovalarında ekimi yoğunlaşır. Edirne bölge üretiminde ilk sırayı alır.
Şerbetçi otu : Bira sanayinde tad ve koku verici olarak kullanılır. Bilecik Yöresi’nde ekimi yapılır.
Zeytin : Güney Marmara Bölümü’nde Gemlik ve Mudanya Yöresi’nde üretimi yoğunlaşır. Bölge, üretimde Ege’den sonar 2. sırayı alır. İri kalitede sofralık zeytin yetiştirilir.
Dut : Bölgede ipek böceği yetiştiriciliğine bağlı olarak dutçuluk önem taşır. Bursa, Balıkesir, Bilecik Yöresi’nde yoğun olarak yetiştirilir.
Meyve : Bursa Yöresi’nde yoğun olarak yetiştirilir. Şeftali, kiraz, çilek, kestane ve üzüm başlıcalarıdır.
Sebze : Bursa ve Adapazarı ovalarında yoğun olarak yetiştirilir. Domates, patates, sarımsak, soğan, patlıcan, kabak, biber başlıcalarıdır.

İç Anadoluda Yetişen Tarım Ürünleri


  • Tahıl (özellikle buğday,arpa, çavdar, yulaf)
  • Şeker Pancarı
  • Elma
  • Armut
  • Sebze (baklagiller – fasulye, nohut, mercimek, bakla)
  • Ayçiçeği
  • Badem
  • Patates

İç Anadolu Bölgesi, Anadolu’nun orta kısmında yer alan Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden biridir. Bu konumu sebe*biyle bu bölgeye “Orta Anadolu” da denir. İç Anadolu Bölgesi’nin yüz ölçümü 151.000 km² olup bu alan Türkiye topraklarının %21′ini kaplar. Doğu Anadolu’dan sonra ikinci büyük bölgemizdir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında diğer bölgelerin hepsiyle komşudur. Aynı zamanda Türkiye’de “tahıl ambarı” olarak da anımsanır.



Ege Bölümü’nün Başlıca Tarım Ürünleri

Tütün : Türkiye tütün üretiminin % 50’sini bu bölge karşılar. Tüm kıyı ovalarında ekimi yapılan ve yurt dışına ihraç edilen tütün en çok Bakırçay Ovası’nda yetiştirilir.
Zeytin : Akdeniz ikliminin tanıtıcı kültür bitkisi olan zeytin en çok Ege Bölgesi’nde yetiştirilir. Türkiye üretiminin % 48’ini Ege Bölgesi sağlar. Edremit – Ayvalık Yöresi başta olmak üzere tüm kıyı kesiminde ve yer yer 100 km içerilere kadar zeytin yetiştirilir.
Üzüm : Türkiye’de üzüm üretiminin % 40’ını sağlayan bölge 1. sırada yer alır. Kurutularak ihraç edilen çekirdeksiz üzümün tamamını Ege Bölgesi üretir. Başta Gediz Ovası olmak üzere Büyük ve Küçük Menderes ovalarında yetiştirilir.
İncir : Kış ılıklığı isteyen ve Akdeniz iklimine uyumlu olan incirin %82’si bu bölgede yetiştirilir. Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz ovalarında incir üretimi yoğunlaşır. Kurutularak yurt dışına ihraç edilen incirin en çok yetiştirildiği yer ise Aydın’dır.
Pamuk : Akdeniz iklimine uyumlu olduğundan kıyı ovalarında ekimi yapılır. Büyük Menderes ve Gediz ovalarında üretimi yoğunlaşır. Türkiye üretiminin % 42’sini sağlayan Ege Bölgesi üretimde ilk sırayı alır.
Turunçgiller : Akdeniz iklimine uyumlu olan ve kış ılıklığı isteyen turunçgil üretimi, İzmir’in güneyindeki kıyı ovalarında yapılrı. Türkiye üretiminin %10’unu sağlayan bölge, Akdeniz Bölgesi’nden sonra 2. sırayı alır.
Pirinç : Çöküntü ovalarında ekimi yoğunlaşır.
Sebze : Bölgenin sebze üretiminde önemli bir yeri vardır. Domates, biber, patlıcan, patates, salata, kereviz, pırasa, başlıcalarıdır.
Meyve : Bölge kendine özgü meyve üretimi ile diğer bölgelerden ayrılır. İncir, turunçgil ve üzümün yanı sıra elma ve kiraz üretimi de önem taşır.

İç Batı Anadolu Bölümü’nün Başlıca Tarım Ürünleri

Haşhaş : Tohumundan yağ ve kozasından morfin yapımında kullanılan afyon sakızının elde edildiği bir bitkidir. Bu nedenle ekimi devlet kontrolünde yapılır. Türkiye üretiminin %90’ını Ege Bölgesi karşılar. Afyonkarahisar çevresinde ekimi yoğunlaşır.
Tahıllar : Bölgede üretilen tahıl ülke üretiminin % 10’a yakın bölümünü karşılar. Tahıllardan buğday ve arpa, Afyon, Kütahya, Denizli ve Uşak’ta üretilir.
Şekerpancarı : Önemli bir endüstri bitkisi olan şekerpancarı Afyon, Kütahya ve Denizli’de üretilir.
Ayçiçeği : Denizel etkilerin sokulmadığı İç Batı Anadolu’da sulanabilen alanlarda yetişir.
Baklagiller : Uşak, bölgede nohut üretiminin en fazla yapıldığı yerdir.

Doğu Anadolu Bölgesi Tarım Ürünleri

Pamuk : Iğdır ve Malatya ovalarında yetiştirilir.
Tütün : Muş, Bitlis ve Malatya’da ekimi yapılır.
Tahıllar : Buğday Malatya, Elazığ, Erzurum-Pasinler ve Horasan ovalarında yetiştirilir. Buğdaya göre daha az sıcaklık isteyen arpa ise Kuzeydoğu Anadolu platolarında yetiştirilir.
Şekerpancarı : Sulanabilen tarım alanlarında yetiştirilir.
Sebze : 
Lahana ve patates Erzurum-Pasinler ve Horasan ovalarında yetiştirilir.
Meyve : Kayısı yoğun olarak Malatya’da sulanabilen alanlarda, özellikle Fırat ve Tohma kıyılarında yetiştirilir. Ayrıca Malatya, Elazığ ve Erzincan’da dut üretimi yapılır. Akarsu boylarında elma bahçeleri bulunur.
ÜRÜNLER:

  • arpa
  • buğday
  • çavdar
  • tütün
  • şeker pancarı
  • pamuk
  • üzüm
  • kayısı
  • patates
  • lahana
  • kavun
  • karpuz
  • dut
  • elma
  • tahıl
  • baklagil
  • darı

Karadeniz Bölgesinde Yetiştirilen Tarım Ürünleri

  • MISIR
  • ÇELTİK (PİRİNÇ)
  • TÜTÜN
  • ÇAY
  • AYÇİÇEĞİ
  • FINDIK
  • TURUNÇGİLLER (Narenciye) (Portakal , mandalina, limon , greyfurt ve turunç)
  • PATATES
  • SOĞAN-SARMISAK

Mısır : Kıyı kesiminde buğdayın yerini almıştır. Halkın temel besin maddesidir. Bölge mısır üretiminde 1. sırada yer alır. Ancak üretilen mısırın tümü bölge içinde tüketildiğinden ticari değeri yoktur.
Tütün : Karadeniz Bölgesi, üretimde Ege Bölgesi’nden sonra 2. sırada yer alır. Bafra Ovası (Samsun) en yoğun ekim yapılan alandır. Ayrıca Tokat, Amasya, Düzce Ovası (Bolu) ve Rize Yöresi’nde yetiştirilir.
Fındık : Kış ılıklığına gereksinim duyan fındık Karadeniz iklimine en uyumlu üründür. Türkiye üretiminin %84’ü Karadeniz Bölgesi tarafından karşılanır. Bütün Karadeniz kıyılarında, yer yer iç kesimlerde yetişmesine karşın, en yoğun olarak Ordu ve Giresun’da üretilir.
Çay : Muson iklimine uyumlu bir tarım ürünüdür. Bol nem ve kış ılıklığına gereksinim duyar. Trabzon – Rize arasında Doğu Karadeniz kıyılarında, denize dönük yamaçlarda yetiştirilir. Ülke üretiminin tamamını Karadeniz Bölgesi karşılar.
Pirinç : Bol suya gereksinim duyar. Akarsu vadi tabanlarında ekimi yapılır. Tosya, Boyabat, Çarşamba ovaları başlıca ekim alanlarıdır.
Şekerpancarı : Bol yağışlı olan Doğu Karadeniz kıyıları dışında tüm bölgede yetişme koşulları vardır. Ekim alanları Kastamonu, Çorum, Tokat, Amasya illerinde geniştir.
Keten-kenevir : Nemli iklim bitkisi olan keten Batı Karadeniz Bölümü’nde Kastamonu ve Sinop’ta yetiştirilir. Kenevir ise uyuşturucu özelliği nedeniyle devlet kontrolünde üretilir.
Meyve : Amasya’da elma, Kastamonu’da erik, Rize’de turunçgiller, Orta Karadeniz’de üzüm, Batı Karadeniz’de kestane tarımı yaygındır.

Akdeniz Bölgesinde Yetiştirilen Tarım Ürünleri

Kış ılıklığına bağlı olarak turunçgil ve muz üretimi yapılır. Muzun %100’ü, turunçgillerin % 88’i bu bölgede üretilir. Ayrıca Türkiye pamuk üretiminin % 35’i, sebzenin % 26’sı, yerfıstığının % 88’i anasonun % 65’i ve susamın % 80’i bu bölgeden sağlanmaktadır.
Buğday: Bölgenin hemen her tarafında yetiştirilir. Çukurova’da pamuk ekilmeyen alanlarda da ekilir.
Pirinç: Hatay’da Amik Ovası’nda, K. Maraş çevresinde ve Silifke civarında yetiştirilir.
Pamuk: Başta Çukurova olmak üzere diğer kıyı ovalarında yetiştirilir. Türkiye pamuk üretiminin yaklaşık % 33′ü bölgeden karşılanır. Tütün: Göller Yöresi’nde ve Hatay çevresinde yetiştirilir. Gül: Özellikle Isparta ve Burdur çevresinde tarımı yapılır.
Turunçgiller: Kıyı boyunca Finike, Antalya, Alanya, Anamur, Silifke, Mersin, ve Dörtyol’da yetiştirilir. Türkiye turunçgil üretiminin yaklaşık % 89′u bölgeden karşılanır.
Muz: Alanya ve Anamur çevresinde yetiştirilir. Türkiye’de yetiştirilen muzun tamamı bölgeden karşılanır.
Haşhaş ve ve şekerpancarı: Özellikle Göller Yöresi’nin ürünleridir.
Zeytin ve üzüm: Kıyı şeridinde hemen her yerde yetiştirilir. Ancak bölge halkı daha kârlı olan pamuk üretimine önem verdiği için zeytincilik ve bağcılık fazla gelişememiştir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetiştirilen Tarım Ürünleri

Buğday : Bölgedeki tarım alanlarının yarısından fazlasında buğday ekilir. En fazla ekim alanına sahip Şanlıurfa’yı Diyarbakır izler.
Arpa : Bölgede yetiştirilen diğer önemli tahıl olan arpa, en fazla Şanlıurfa, Siirt ve Adıyaman’da yetiştirilir.
Pamuk : Bölgede en fazla ekilen endüstri bitkileri arasında yer alan pamuk, halen sulanmakta olan Akçakale ve Gaziantep’te yetiştirilir.
Kırmız Mercimek : Kuraklığa dayanıklı bir baklagildir. Türkiye üretiminin tamamına yakınını bu bölge sağlar. En çok Şanlıurfa ve Gaziantep’te yetiştirilir.
Susam : Az bir alanda ekimi yapılmaktadır. Ancak üretimi bölge için önem taşır.
Çeltik : Siverek’te yetiştirilmektedir.
Antep Fıstığı : Bölgenin karakteristik ürünüdür. Üretimin % 90’ı bu bölgede gerçekleşir.
Üzüm : Özellikle Gaziantep çevresinde bağcılık gelişmiştir. Üretilen üzüm yaş olarak tüketilmesinin yanı sıra pekmez, pestil ya da içki yapımında kullanılır.
Zeytin : Akdeniz ikliminin etkileri görülen Gaziantep yöresinde Kilis ve Islahiye çevresinde yetiştirilir.
Tütün : Sulama ile birlikte ekim alanları genişlemektedir. Üretimde Adıyaman ve Batman önde gelir.
Sebze : Sulanabilen alanlarda domates, biber, patlıcan gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmektedir.
Meyve : Bölgenin karpuz üretiminde ayrı bir yeri vardır. Özellikle Diyarbakır çevresinde ağırlığı 20 kg’ı aşan karpuz yetiştirilmektedir.
Yazının devamı için tıklayınız.


UYUYAN CANLILARI UYANDIRALIM.
Yumurta, fasulye ve nohudu besin olarak kullanırız. Canlılık özelliklerini göz önünde bulundurduğumuzda, bu varlıkların cansız olduğunu düşünebiliriz.
Fasulye, nohut ve mercimek bitki tohumlarıdır. Tohumlar cansız varlıklar değildir. Tohumlar ve hayvan yumurtaları için uyku halinde bulunan canlılar denebilir. Tohumlar uygun şartlar olmadığı sürece uyku halinde bekler. Uygun şartları bulduklarında tohumlar çimlenerek yeni bir bitkiyi meydana getirebilir.
Ilık ve nemli ortamlarda bulunan soğan ve patatesin çimlenmesi, uyku halindeki bir canlının uyanması örnek olabilir.
Bazı tohumlar yıllarca bozulmadan uyku halinde kalabilir. Tohumun yeni bir canlı meydana getirebilmesi için su, hava ve uygun sıcaklık gereklidir.


Yazının devamı için tıklayınız.


Çevremizdeki Kirlilik
Canlıların içinde yaşadığı doğal ortam onların çevresidir.
Canlılar, çevrede birbirleriyle uyum içinde yaşar. Bitkiler, hayvanlar ve mikroskobik canlılar birbirlerinin yaşam alanlarına zarar vermez.
Orman, deniz ve göl gibi yaşam alanları çevrenin birer parçasıdır. Ancak çevre denilince sadece bu yaşam alanları akla gelmemelidir.
Sınıf, okul bahçesi, ev ve iş yerleri de çevrenin bir parçasıdır. Bu ortamlar insanların yakın çevresini oluşturur.
İnsanların pet şişeleri, teneke kutuları, meyve kabukları ve kullandıkları kâğıtları etrafa atmaları çevrenin kirlenmesine sebep olur.
Yerlere atılmış sigara izmaritleri, ağzı açık bırakılmış ve sokak kenarına konmuş çöp poşetleri, yerlere atılmış meyve kabukları insanları rahatsız eder.
Çevre kirliliği mikropların çoğalmasına sebep olacağı için insanların sağlığını da tehdit eder.
İnsan ve Kirlilik
Çevre kirliliğinin en büyük sebebi insan faaliyetleridir.
Teknoloji ve sanayinin gelişmesi, olumlu etkilerinin yanında bazı sorunları da ortaya çıkarmıştır. Düzensiz kentleşme ve kaçak yapılaşma çevre kirliliğinin artışına katkıda bulunmuştur.
Çevre kirliliğine sebep olan etmenleri genel olarak şöyle sıralayabiliriz:
-         Araçların egzozlarından, binaların ve fabrikaların bacalarından çıkan zehirli gazlar,
-         Deterjanlar ve fabrikalardan çevreye bırakılan kimyasal atıklar.
-         Etrafa atılmış çöpler ve piller,
-         Ormanlık alanların yok edilmesi ve düzensiz şehirleşme,
-         Tarım ilaçları ve suni gübrelerin bilinçsiz kullanımı,
-         Yetersiz kanalizasyon sistemi.
Teknolojik gelişmeler insanlara yaşamlarını kolaylaştıran ürünler sunmuştur.
Sabunlar, deterjanlar, deodorantlar ve piller teknolojik gelişmeler sonucunda üretilen ürünlerden bazılarıdır. Ancak bu ürünlerin yanlış kullanımı ve artıklarının bilinçsizce çevreye bırakılması, kirliliğe sebep olur.
Pillerin yapısında zararlı kimyasal maddeler vardır. Bitmiş piller toprak ya da suya atıldığında parçalanarak ortama karışır. Bu durumda toprak ve su kirlenir. Piller özel toplama kutularına atılmalıdır. Fabrikalarda kullanılan suların arıtılmadan akarsu, göl ve deniz gibi ortamlara bırakılması sebep olur. Su kirliliği, su alanlarında yaşayan canlıların toplu ölümlerine sebep olur.Kirlenmiş su kaynakları, bu kaynakları kullanan insan ve hayvanlarda da hastalıklara ve ölümlere yol açabilir.
Deodorantların içerdiği bazı maddeler atmosferde ozon tabakasının incelemesine sebep olmaktadır. Ozon tabakası Dünya'yı Güneş'in zararlı ışınlarından koruyan bir tabakadır.
Bacalardan ve egzozlardan çıkan zehirli gazlar havayı kirletir.
Ormanlar pek çok canlının yaşam alanıdır. Ormanlar havayı temizleyip, oksijen üretmesi yönüyle Dünyamızın akciğerleri gibidir.
İnsanlar ormanların önemi konusunda bilinçlenmeli ve ağaç dikme kampanyalarına katılmalıdır.
Çevremizi Koruyalım
Çevreyi kirleten pek çok etken vardır. Çevre kirliliği hem insanların hem de diğer canlıların zarar görmesine yol açar.
Dünyamızın kaynakları sınırlı ve bu kaynaklara ihtiyaç duyan canlılar çok fazladır.
Ayrıca yaşadığımız çevre bizden sonra gelecek insanlar için de yaşam alanı olacaktır.
Her insan yaşadığı çevreyi temiz ve düzenli hale getirmek için gayret göstermelidir. İnsanlar çevreyi korumaya yakın çevrelerinden başlamalıdır.
Öğrenciler sınıfa ve okul bahçesine çöp atmazsa çevreleri kirlenmez. Okul bahçesini ağaçlandırırsak daha güzel bir çevrede yaşarız.
Yazının devamı için tıklayınız.


A.Dünya’mızın Şekli Neye Benzer
Yeryüzünde bulunduğumuz noktadan Dünya’ ya baktığımızda onu düz görürüz
Dünya’yı düz gibi görmemizin sebebi dünya’nın çok büyük olmasıdır.
Çevremize baktığımızda Dünya’nın küçük bir bölümünü görebiliriz. Dünya’nın tamamı göremeyiz. Dünya’nın tamamını görebilmek için Dünya’ ya uzaydan bakmak gerekir.
Eskiden bazı toplumlarda Dünya’nın düz olduğuna inanılırdı. Gemilerle denizlere fazla açıldıklarında boşluğa düşeceklerini zannederlerdi
Ancak cağlar boyunca bazı bilim insanları Dünya’nın yuvarlak olduğunu söylerlerdi
Dünya’nın küreye benzer bir şekli vardır. Dünya’nın küreye benzer şekli sahip olduğu bazı gözlemlerle anlaşılabilir.
Dünya’nın üzerinde bir noktada havalanan bir uçak hep aynı yönde ilerlesin. Uçak düz bir çizgide ilerliyor gibi görünür. Ancak uçak bir süre sonra harekete başladığı noktaya geri döner. Bunun sebebi dünyanın yuvarlak olmasıdır
Denizin üzerindeki daha ilerisi görülmeyen ve denizle gökyüzünü birbiriden ayıran düz çizgiye UFUK ÇİZGİSİ adı verilir. 
Ufuk çizgisinden sahile doğru yaklaşan bir geminin önce direklerinin ucu görünür. Sonra direklerin tamamı ve en son geminin gövdesi görünür. Geminin bu şekilde görünmesi geminin yuvarlak bir yüzeyde yol adlını gösterir.
Dünya’nın şekli, dünya’nın uzaydan çekilmiş fotoğraflarıyla herkes tarafından açıkça görülmektedir.
B.Dünya’mızın Gözlemlenebilir Katmanları Nelerdir?
Dünya’mız katmanlardan oluşur. Dünya’nın üzerinde yaşadığımız, yürüdüğümüz bitkiler yetiştirdiğimiz kısmına yer kabuğu yâda taş küre adı verilir.
Yer kabuğundaki çukurları dolduran suların tamamı su küreği oluşturur.
Yeryüzünün çevresini saran katman ise hava küre olarak adlandırılır. 
Taş küre, su küre ve hava küre dünya’nın gözlemlenebilir katmanlarıdır.
TAŞ KÜRE
Taş küre üzerinde insanlar yaşar, bitkiler büyür ve diğer canlılar besin ve barınak bulur. Taş küre, yer kabuğu olarak da adlandırılabilir.
Yer kabuğu:’toprak ve çeşitli kayaçlardan oluşur.
Dünya’nın büyüklüğüyle karşılaştırıldığında yer kabuğu çok incedir.
Dünya’yı bir elmaya benzetirsek elmanın kabuğu taş küreyi temsil eder.
Yeryüzünde dağlar, tepeler, ovalar ve düzlükler yer kabuğunun parçalarıdır.

SU KÜRE
Dünya’mızın yüzeyine baktığımızda büyük bir kısmının sularla örtülmüş olduğunu görürüz.
Dünya, uzaydan bakıldığında mavi bir küreye benzer. Dünya’nın  mavi görülmesini üzerini kaplayan su tabakası sağlar.
Dünya’nın kahverengi görünen kısımları ise karalardır.
Dünya’nın, sularla çevrili geniş kara parçalarına KITA adı verilir. 
Kıtaların arasında bulunan birbirine bağlı su kütlelerine ise OKYANUS denir. 
Dünya’nın 3/4’ ü sularla kaplıdır. Okyanuslar, denizler, akarsular, göller ve yer altı suları su kürelerinin bir parçasıdır.
Canlılar, yaşamlarını sürdürebilmek için suya ihtiyaç duyar. Bu sebeple su, canlılar için çok önemlidir,
Canlıların büyük bir kısmı için yaşama alanıdır. Balıklar, yengeçler ve diğer bazı su canlıları su ortamlarda yaşar.
Göller, akarsular ve yer altı suları tatlı su kaynaklarıdır,  bu sular içme suyu olarak ve toprakların sulanmasında kullanılır
Deniz ve okyanuslar tuzludur. Tatlı su kaynaklarımız sınırlıdır.

HAVA KÜRE
Hava küre Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsünden oluşur. Hava içerisine çeşitli gazlar bulunur.
Havanın varlığını yüzümüze doğru bir yelpaze salladığımızda yâda hareket halindeki camını açtığımızda hissederiz.
Hav kürenin alt sınırı kara ve su katmanın yüzeyinden başlar. Buradan itibaren hava kürenin 12 km.lik kısmında yaşam devam eder.
Soluk alırken kullanılan hava, ilk 12 km’lik kısımda bulunur. Ayrıca yağmur, kar, rüzgâr ve fırtına gibi hava olayları da  bu kısımda gerçekleşir.
Hava kürenin ilk 12 km’lik kısmı ile uzay boşluğu arasında değişik özelliklere sahip katmanlar bulunur.
C.Dünya’mızın Gözlemlenemeyen Kısımlarında Neler Var?
Dünya’nın dışındaki katmanın taş küre olduğunu öğrenmiştiniz. Dünya’nın taş kürenin altındaki katmanına ateş küre, en içteki kısmına da çekirdek adı verilir.
Ateş küre ve çekirdek, Dünya’nın gözlemlenemeyen kısımlarıdır.
ATEŞ KÜRE
Ateş küre yer kabuğunun altında yer alan katmandır.
Ateş küre çok sıcaktır. Ateş kürenin sıcaklığında kayaçlar eriyerek akışkan hala gelir. Ateş küre akma özelliğine sahip hareketli bir katmandır.
Ateş küreyi oluşturan maddeye magma adı verilir.
Magma yanardağlardan yeryüzüne çıkabilir. Yeryüzüne çıkan magmaya, lav adı verilir.
ÇEKİRDEK
Çekirdek Dünya’nın merkezindeki en iç katmandır.
Çekirdeğin sıcaklığı ateş küredekinden daha fazladır. Çekirdek Dünya’nın en kalın ve sıcak  katmanıdır. En sert ve dayanıklı metaller bile çekirdekte erir.
Çekirdeğe, dünya’nın ortasında Sıçak ve ağır bir küre şeklinde bulunur bu sebeple çekirdeğe ağır küre de denir.
Yazının devamı için tıklayınız.


Cisimleri Hareket Ettirme ve Durdurma
Günlük hayatta pek çok hareket yaparız. Elbiselerimizi ayakkabılarımızı giyer, okul çantamızı taşır, defterimize yazı yazarız. Gün boyunca bu hareketleri gerçekleştirirken itme ve çekme eylemini tekrar tekrar kullanırız. İtme ya da çekme uygulamadan cisimleri hareket ettirmek mümkün değildir.

Varlıkları hareket ettirmek ya da durdurmak için uygulanan itme ve çekme 'kuvvet' olarak adlandırılır.
Doğada birçok hareketi yapabilmek için varlıklara kuvvet uygulanır. Teknoloji sayesinde üretilen makinelerle cisimlere büyük kuvvetler uygulayabiliriz. Makineler üretebildikleri büyük kuvvetlerle insanların işini kolaylaştırır. Etrafımızı saran hava varlıklara itme uygular. Rüzgâr, gemilerin yelkenlerine ve yel değirmenlerinin kanatlarına itme uygular. Rüzgârların uyguladığı itme sayesinde gemiler denizde hareket eder. Değirmen taşları dönerek tahılların öğütülmesini sağlar. Hareketsiz bir cismi iterek ya da çekerek hareket ettirebiliriz. Aynı şekilde hareketli bir cismi itme ya da çekme uygulayarak durdurabiliriz.

Kuvvet Cisimlerin Hareketini ve Şeklini Etkiler
Her gün gerçekleştirdiğimiz hareketlerin tamamı için kuvvet uygularız. Elbise dolabımızın kapağını açma, yemek kaşığını ağzımıza götürebilme hep kuvvetin bir sonucudur. Bu durumda, kuvvet cisimlerin hareketini ve şeklini etkiler diyebiliriz. Bisikletin pedalına ayağıyla kuvvet uygulayan bir çocuk bisikleti harekete geçirip hızlandırabilir. Bu durumda kuvvet cisimleri hareket ettirebilir. Cisimleri hızlandırabilir.
Hareket halindeki otomobilin frenine basıldığında otomobil yavaşlar ve durur. Cisimlerin hareketine ters yönde kuvvet uygulandığında, cisimler yavaşlar ya da durur.
Kuvvet, hareket eden bir cismin yönünü değiştirebilir. Örneğin bir yönde ilerleyen bir oyuncak arabaya yan taraftan bir kuvvet uygulandığında yönü değişir. Kuvvet cisimlerin hızları ve yönlerinin yanı sıra şekillerinde de değişikliğe sebep olabilir. Lastik, sünger ve yay gibi cisimlerin şekillerinde değişiklik olur. Ancak kuvvetin etkisi ortadan kalkınca eski şekillerine dönerler. Oyun hamuru, teneke kutu ve cam gibi maddelerde kuvvet etkisiyle oluşan şekil değişikliği kalıcıdır. Bu cisimler kuvvetin etkisi kalkınca eski şekillerine dönmezler.
Cisimler kuvvetin etkisiyle dönebilir. Bisiklet pedalının döndürülmesi, Tornavida ile vidanın döndürülmesi, Kapı ve pencerelerin açılıp kapatılırken döndürülmesi, kuvvetin cisimleri döndürme etkisine örnek olarak verilebilir.
Yazının devamı için tıklayınız.


Kuvvet ve Hareket
Hareketli Varlıkları Gözlemleyelim
aslanÇevremizdeki varlıklardan bazılarının hareketli olduğunu yaptığımız gözlemlerle fark edebiliriz. Caddelerdeki otomobiller, gökyüzünde ilerleyen uçak çevremizdeki hareketi varlıklardan bazılarıdır. Çevremizde hareketsiz varlıklar da vardır. Oturduğumuz sıra, yazı tahtası, bilgisayar kasası hareketsiz varlıklardır.
Hayat ve hareket arasında sıkı bir bağ vardır. İnsanlar ve hayvanlar hareketli canlılardır. Bir canlının hareketli olması onun canlılığının işaretidir. İnsanlar gece ve gündüz hareket eder. İnsanlar uyurken bile hareket halindedir. İnsanlar ve hayvanlar; yürüme, koşma, atlama ve yüzme şeklinde hareket ederler. Bitkiler de diğer canlılar gibi hareketlidir. Ancak bitkilerin hareketleri biraz daha farklıdır. Bitkiler; hayvanlar ve insanlar gibi yer değiştirme hareketi yapmaz. Bitkilerin hareketleri ışık ve su gibi uyarıcılara yönelme şeklindedir. Bitki yapraklarının güneşe, köklerinin topraktaki suya doğru ilerlemesi bitkilerin hareketi olarak kabul edilir.
Bitkilerin hareketleri çok yavaştır. Bu sebeple kısa aralıklarla yapılan gözlemlerle bitkilerin hareketleri fark edilmeyebilir. Bitkilerin hareketlerinin fark edilebilmesi için gözlemler daha uzun süreli yapılmalıdır.
Cansız varlıklar dışarıdan bir etki olmadıkça hareket edemez. Yerde duran bir topun hareket etmesi için ona bir kuvvet uygulamak gerekir. Futbolcu ayağıyla topa kuvvet uygulayarak onu hareket ettirir. Cisimler hareket ettiklerinde bulundukları konum değişir. Bu durumda, hareket eden varlıkların yerinin değiştiğini söyleyebiliriz. Bisiklet, otomobil, tren ve uçak gibi bazı hareketli araçların ortak özelliği tekerleğinin olmasıdır.
Tekerlek, insanoğlunun icat ettiği en önemli buluşlardan biridir. Tekerlek sayesinde insanların hayatı kolaylaşmış ve hızlanmıştır. Tekerlek; koltuk ve tekerlekli sandalye gibi araçlarda da kullanılmaktadır.
Varlıkların Hareket Çeşitleri
Belirli bir mesafe önce yürünerek daha sonra koşularak kat edildiğinde, aynı mesafenin farklı sürelerde alındığı görülür. Yürürken yavaş, koşarken hızlı hareket edilir. Cisimlerin bir noktaya göre yer değiştirmesi, bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşir. Bir cismin hızı hakkında karar verebilmek için ne kadar zamanda ne kadar yer değiştirdiğinin bilinmesi gerekir. Cisimlerin hızı ifade edilirken kullanılan zaman dilimi bir saat, bir dakika ya da bir saniye olabilir.

Cisim bir mesafeyi ne kadar kısa sürede alıyorsa o kadar hızlıdır denir.
Bir atletizm ya da yüzme yarışmasında sporcular belirli bir mesafeyi daha kısa sürede yüzmeye ya da koşmaya çalışırlar. Mesafeyi daha kısa sürede kat eden sporcu yarışmayı kazanır. Birinci olan yarışmacı diğerlerine göre daha hızlıdır. Aynı mesafeyi daha kısa sürede kat eden varlıklar daha hızlıdır. Bu durumda bazı varlıkları hızları bakımından kıyaslayabiliriz.
Gelişen teknoloji sayesinde daha hızlı taşıtlar üretilebilmiştir. İnsanlar hızlı taşıtlarla gidecekleri yerlere daha kısa sürede ulaşabilmektedir.
Hareketsizken, harekete başlayan ya da hareketli iken hızını artıran varlıkların yaptığı harekete,' hızlanan hareket' denir.
Durmakta olan bir cismin hızı sıfırdır. Kırmızı ışıkta bekleyen bir otomobil hareketsizdir. Dolayısıyla bu otomobilin hızı sıfırdır. Ancak yeşil ışık yandığında otomobil harekete başlar ve hızı artar. Bu durumda otomobil hızlanan hareket yapar.
Bazı hareketli varlıkların, hareketleri sırasında hızlarında azalma olur. Bu varlıkların yaptığı harekete,'yavaşlayan hareket' denir. Kırmızı ışığa yaklaşmakta olan bir araçta frene basılır. Aracın önce hızında azalma olur daha sonra araç durur. Bu aracın yaptığı hareket yavaşlayan harekete örnektir.
Çevremizde hızlanma ve yavaşlama hareketi yapan pek çok varlık vardır. Ancak çevremizdeki varlıkların hepsi aynı hareketi yapmaz. Düz yolda giden bir araçla, viraj dönen bir aracın hareketleri birbirinden farklıdır
Hareket ederken yönü değişen araçların yaptığı hareket, yönü değişen hareket olarak adlandırılır.
Lunaparktaki atlıkarınca, dönme dolap ve gondol gibi oyuncaklar yön değiştiren hareket yapar. Viraja giren otomobil de yön değiştiren hareket yapar. Dünya, Güneş’in etrafında, Ay da Dünya'nın etrafında dönme hareketi yapar. Bir nokta etrafında ileri geri hareket yapan cisimlerin hareketine sallanma hareketi denir.

Yazının devamı için tıklayınız.

Kategoriler

Popüler Yayınlar

Blogger tarafından desteklenmektedir.